whistler'ın siyahları : yaman kayıhan : 16092003 | ||||||||||||||||||||||
James Abbott McNeill Whistler Lowel neden siyaha meraklıydı ? Tablolarını başka renklerle yapsa da, hatta başka renklerle isimlendirse de; neden siyah hep onun etrafındaydı ? Bunun nedeni; Lowel, Massachusetts (ABD)'de doğmuş olması olmamalı .. Hatta 1843-1848 döneminde babasının işi nedeniyle St. Petersburg'da kalmış olması da olmamalı .. Ama belki ana etken yaşamı boyunca hayran kaldığı ve kendisini hristiyanlığa adamış olan annesi, Anna Matilda McNeill olabilir. Belki de en ünlü tablosu olan "Arrangement in Gray and Black No.1; Portrait of the Artist's Mother" (1871) bu teze iyi bir cevap gibi görünebilir.
Gerçi Whistler siyahlarına 1870 yılında yaptığı "Arrangement in Black; Portrait of F. R. Leyland" ile başlamış sayılabilir, ama o zaten Abbott olan orta ismini çoktan annesinin genç kızlık soyadı olan McNeill ile değiştirmişti bile .. Onun siyahlarında, çizimden başka bir konuda başarılı olamadan atılacağı West Point (ABD askeri akademisi) yıllarının da etkisi belki vardır. Fakat o West Point'te geçirdiği üç yılı hep özlemle andı. Hem zaten 1866'da Şili'nin İspanya ile savaşının sürdüğü Güney Amerika'ya gittiğinde de savaş üzerine bir günlük tutmuştu. 1855'de Amerika'dan ayrıldı ve Paris'e gitti. Gustave Courbet (1819-77)'nin sanatına hayranlık duyuyordu. Belki bu hayranlık renklerini biraz olsun koyulaştırmış olabilir. École Impériale et Spéciale de Dessin'deki kısa bir dönemin sonrasında Charles-Gabriel Gleyre (1806-74)'in stüdyosuna devam etmeye başladı. Böylece; Edward Poynter (1836-1919), Thomas Armstrong (1832-1911), Thomas Lamont (1826-98) ve George du Maurier (1834-96) ile "Paris Çetesi"nin bir üyesi olmuştu. Fakat bu günlerin siyahlarına yönelik etkilerini söyleyebilmek zor olsa gerek. 1858'de Alsace-Lorraine ve Rhineland'e gitti. Bu onun doğa resimlerinin başlangıcı oldu. İlk piyano eseri beğenilmediyse de1861'de hem metresi, hem de modeli olan Jo için bir senfoni yazdı: "Symphony in White No.1". Daha sonra Pre-Raphaelite grubuna katıldı. Bunların da onun siyahlarında etken olduğunu söylemek zor. Ama, sanatının temeli 1859 yılında atılmaya başlamıştı. Bu da zaten ilk siyahlarını yaptığı yıllardı. Siyaha boyadığı ve bu renkle isimlendirdiği tablolarında belki gece görüntülerini resimlemek istemesi önemli bir neden olabilir. Çünkü 1877'de, Londra'da, Thames nehrinin gece görüntüleri üzerine, ismini kendisinin "Ayışıkları" olarak koymak istemesine karşın Frederick Leyland'ın önerisi ile 'Nocturnes' olarak anılacak, resimlerine başladı. Bu resimlerinde koyu maviler siyahlara çok yaklaşıyordu, ama altın pırıltılar da unutulmamıştı. 1877'de Grosvenor Gallery'de açtığı sergi için eleştirmen John Ruskin halkın suratına boya fırlatmak için pahalı resimler diyecekti. Whistler, Ruskin'i mahkemeye verdi ve kazandı. Bu arada ünlü Peacock Room (Londra)'un dekorasyonunu da üstlenmişti. Ancak işi ona veren Frederick Leyland ile dekorasyon konusunda hiç anlaşamadılar. Bu tartışmalar ve Ruskin ile mahkemesi onu parasal olarak güç bir duruma sokmuştu. 1879'da iflasını isteyerek daha çok pastellerini yapacağı Venedik'e gitti. Portrelerinin yanı sıra deniz manzaraları ile de ünlenmeye başlamıştı. 1884 ve 1886'daki iki başarılı sergi sırasında, iki yıl sonra başkanı olacağı Society of British Artists üyeliğine kabul edildi. 1886'da resmini yaptığı, heykeltraş John Bernie Philip'in kızı ve aynı zamanda da bir ressam olan Beatrice Godwin ile iki yıl sonra evlendi. 1892'de birlikte Paris'e taşındılar. Ancak, Beatrice 4 yıl sonra öldü. Mali durumu iyiye gidiyordu .. 1891'de annesinin tablosu Fransa tarafından satın alındı. Bu onun profesyonel tavrına en belirgin örneği oluşturdu. Çünkü hayran olduğu annesinin resmini Fransa'nın almak istemesine belki de direnmesi kişiliğine daha uygun olurdu. Aynı yıl Glasgow Corporation "Portrait of Thomas Carlyle" adlı tablosuna bin guinea ödedi. Pek çok sergi açtı, belki de sayısız ödül kazandı. 1903'de Londra'da siyahlarına kavuştu .. Yaşamı
boyunca çok etkili siyahlar yaptı .. Bugün siyahlarının
nedenini bilebilmek pek mümkün değil belki, ama ister istemez Whistler'ın
siyahlarına bakarak annesi hatırlanıyor sanki ..
|
||||||||||||||||||||||