man ray (1890 - 1976) : yaman kayıhan : 04022002  
 

 

"I paint what cannot be photographed, I photograph the things I don't want to paint."
"I would photograph an idea rather than an object, and a dream rather than an idea."
"The streets are full of admirable craftsmen, but so few practical dreamers."

20 Yüzyılın önemli fotoğrafçı ve ressamlarından sayılmasının yanı sıra tasarımcı, heykeltıraş, film yapımcısı ve yazar olarak da bilinir.

Anne ve babası Rus göçmenleri olan Emanuel Radnitsky 27 Ağustos 1889 Amerika'nın Pensilvanya eyaletinde doğmuş, daha sonra kullanım ve telaffuz zorlukları nedeniyle adını Man Ray olarak değiştirmiştir.

1897 - 1910 Yıllarınki ilk sanatsal çalışmaları resim üzerine olmuştur. Bu dönemde Henry Matisse, Paul Cezanne, Pablo Picasso gibi ressamların da eserlerinin sergilendiği Galeri 291 ile Alfred Stieglitz'in Amerika'ya taşıdığı modern Fransız sanatının etkilerini resimlerinde görmek olanaklıdır.

Man Ray kubist yönelimleri ve geometrik biçimleri bu döneminde sıklıkla kullanacak, böylece geleneksel sanata bağımlılıktan kurtularak sınırlarını genişletecektir. Önceleri pek de denenmemiş olan püskürtme fırçayı resimlerinde gene bu dönemde kullanmaya başlar. Ürünlerin püskürtme fırça gibi mekanik bir araçla yapılıyor olması, bir anlamda sanatın yerleşik değerlerindeki sınırların zorlanması anlamına gelmektedir. Sonraları bu deneysel çalışmaların Man Ray'in dadacılığının yanı sıra ironik ve kışkırtıcı kişiliğini de yansıttığı söylenecektir.

 

Tepkisel akımlar ve günün geçerli tüm eğilimlerine güçlü bir karşı çıkış olarak olarak dadaizmin ve soyut sanatların rüzgarları hem resimde, hem de şiirde hızla esmektedir. Kimilerine göre belki de hiç bir anlatımı olmayan bu eserler, bir başka görüşe göre ise sanatsal anlamda şiddetli bir sorgulama yaratmaktadır.

Man Ray 1913 yılında Alfred Kreymbery ile birlikte kurdukları atelyede çalışmalarını sürdürür. 1914 yılında ise yaşamını bütünüyle değiştirecek bir karar vererek Belçikalı yazar Donna Lecoir ile evlenir. Donna ona Boudlaire ve Rimbaud'nun kapılarını açacaktır. İlk değişimler resimlerinde görülür.

Önce soyut resme, daha sonra da gerçek nesneleri de kullanarak soyut tasarımlara yönelir. 1920'lere kadar sürecek bu dönem onun dadacılığa giden yolda ikinci büyük adımı olarak kabul edilir. Fotoğrafa da aynı yıllarda, resim ve tasarımlarının reprodüksiyonlarını çekmek amacıyla başlar.

1921 yılında Paris'e yerleşir ve sürrealistler ile ilişkilerini geliştirir, Tristan Tzara ile görüşmeye başlar. Andre Breton, Paul Eluard, Max Ernst, Aragon ile dostluklar kurar ve onların toplantılarına katılır. İlk fotoğraf çalışmaları sanatçı portreleri üzerine olacaktır.

Çevresini oluşturan şair, ressam ve müzisyen arkadaşlarının fotoğraflarını çeker. Daha sonra moda fotoğraçılığına yönelir ve dergiler için çekimler yapar. Ancak dadacı ruhu onu fotoğraf çalışmalarında da yanındadır. Rayogram ve solarizasyon fotoğraf sanatındaki yenilikleridir.

Rayogram, fotoğraf kağıdının üzerine nesnelerin yerleştirilip kağıdın ışıklandırılmasına ve daha sonra geliştirilmesi aşamasında tekrar başka bir kağıda aktarılmasına dayanan bir işlemdir. Filmin geliştirilme aşamasında ışıklandırılmasına dayanan solarizasyon işlemi ise negatifin yanlışlıkla ışık alması sonucunda bulunmuştur.

Man Ray bu kareleri bastığı zaman fotoğraflarda yepyeni bir duygusal etkinin oluştuğunu farkeder ve bu işlemi gerçek ile hayal gücünün birleşmesi şeklinde yorumlar. Onlara "rüyaların fotoğrafları" ismini vermiştir.

Man Ray 1928 yılında diğer sanat çalışmaları gibi sürrealist bir yaklaşım ve erotizm içerikli olacak ilk filmi "Denizin Yıldızı"nı çeker. 1930'ların ilk yıllarında gerçeküstü eserler veren sanatçıların sergilerine katılır. "Fotoğraf Sanat Değildir" isimli ilk kitabı 1937'de yayınlanır. 1939 yılında Amerika'ya dönerek Hollywood'a yerleşir.

Çalışmaları için "Sadece mümkün olduğu kadar özgür olmaya çalışırım. Benim çalışma tarzımda kimse bana hükümdarlık yapamaz ya da yol gösteremez. Onlar işin sonunda beni eleştirebilirler. Fakat artık çok geçtir. İş yapılmıştır ve özgürlük son damlasına kadar sindirilmiştir. Bu zor bir iştir. Fakat bu hissi yaşamaya değer." diyerek üretim sürecini ve bunun kendisi için anlamını açıkca dile getirir.

Man Ray estetikten ideolojiye kadar bütün kısıtlamalara karşı bağımsızlığını güçlü kişiliği ile korumayı başarırken, aynı zamanda bu akımların ulaştığı derinliğe ve görüşe ulaşmayı da başarabilmiştir. Sanata bakışını belki de şu cümlesi ile özetlemek olanaklıdır: "Eğer mükemmeliyet ya da orjinallik arasında bir seçim yapmak zorunda kalsaydım, orjinali seçerdim."

 

Man Ray'in eserlerini izlerken onun en büyük ilham kaynağı olan kadına bakışını da özellikle vurgulamak gerekir. "Nü, resimde olduğu kadar fotoğrafta da en önemli konularımdan bir olmuştur. Bunun sadece sanatsal nedenlerle olmadığını kabul etmek zorundayım" ve "Bir nü'yü fotoğraflamak olağanüstü bir çabayı gerektirir ve model ne kadar güzel olursa, onun güzelliğine yakışır bir şeyler yaratmak da o kadar zorlaşır." sözleri ile bu önemi belirtir.

Man Ray 1951 yılında tekrar Fransa'ya döner. Üretim sürecinin yavaşladığı, sunum sürecinin hızlandığı bir dönem başlamıştır. Dadaist ve gerçeküstü akımın öncüleri ile beraber birbiri ardına sergilere katılır. Albümleri piyasaya çıkar ve sayısız onur ödülü alır. 18 Kasım 1976'da kendisini ölümsüzleştiren Paris'te ölür.

  • http://www.manray-photo.com
  • http://www.artcyclopedia.com/
  • http://www.getty.edu
  • http://www.thamesandhudsonusa.com/new/spring01/527473.htm
  • http://www.ba.dada.it/contemporanea
  • http://www.inrete.it
  • http://www.walkerart.org/programs/vaexhibmanray.html
  • http://www.fotografya.gen.tr
  • http://www.hezarfen.net
  • http://groups.yahoo.com/group/fotografbirimi